Emeklilerin Haklarını Kazanabilmesinin Aracı Sendikadır

EMEKLİLERİN HAKLARINI KAZANABİLMESİNİN ARACI SENDİKADIR.

Genel olarak toplumda ve emeklilerin büyük çoğunluğunda hakim olan “emekliler sendika kuramaz” anlayışı; yanlış ve hukuksal dayanağı olmayan bir yaklaşımdır. Oysa ki hem iç hukukumuz ve hem de Türkiye’nin de taraf olduğu bir çok uluslararası  sözleşme, emeklilerin sendika kurma hakkını kabul ve teslim etmektedir. 

İktidar; emeklilerin çalışmadığı ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 4.maddesinde ve İşkolları Yönetmenliğinde sayılan bir alanda çalışmadıkları gerekçesiyle emeklilerin  sendika kuramayacaklarını ileri sürerek, 
İş Mahkemelerinde kapatma davaları açıp “kapatma kararları” almaktadır ki
bu kararlar, hukuki olmaktan ziyade siyasi otoritenin yönlendirmeleriyle alınan kararlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Gelişmiş demokratik toplumlarda örgütlenme hakkı ve bu hakkın özel bir biçimi olarak sendika kurma hakkı vaz geçilmez bir hak olarak kabul görür ve uygulanır. Çağdaş toplumlardaki bu örgütlülüğe karşı, demokrasisi gelişmemiş ve köklü bir demokrasi anlayışına sahip olmayan toplumlarda, örgütlülükten korkulur ve engel olmak için bin dereden su taşınır ya da halk deyimi ile “ipe un serilir.” Ülkemizde bugün yaşanmakta olan durum tam da bundan ibarettir.

Anayasanın 17. maddesinde " herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” der. Dolayısıyla emeklilerin ekonomik, demokratik ve sosyal haklarını geliştirmek ve insan onuruna yaraşır bir yaşam elde etmek için sendika kurmaları da bu anayasal madde tarafından kabul edilmektedir. Nitekim Yargıtay 4. Hukuk Dairesi de  2011/12583 E. Ve 2012/18032 K. sayılı kararında; “Anayasanın 17. maddesinde " herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Bu düzenlemede herkesin, dolayısıyla emeklilerinde maddi varlıklarını korumak ve geliştirmek amacıyla örgütlenmesi ve sendika kurmaları güvence altına alınmıştır." Diyor. Demek ki Yargıtay 4.Hukuk Dairesi de Anayasanın 17.maddesinin emeklilere sendika kurma hakkını tanıdığını kabul etmektedir.

İdare tarafından ileri sürülen “Emekliler çalışmadığı için sandika kuramazlar” iddiası da gerçekçi değildir. Zira Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 05.03.2019 tarihli ve 2019/481 E. 2019/421 K. sayılı kararı ile; “iç mevzuatta çalışanların sendika kurabileceğine dair düzenlemeye yer verilmekte ise de, gerek uluslararası sözleşmeler, gerek emsal yargı kararları, gerekse Sosyal Haklar Avrupa Komitesinin (SHAK), sosyal şart anlamında çalışanlar kavramını yalnızca aktif çalışma yaşamındaki çalışanlarla sınırlı tutmaması ve bu kavramın emeklileri, evde çalışanları ve işsizleri yani çalışmaya (emeğe) dayalı hakları kullanan kişileri de kapsayacağı şeklindeki kararlarının bulunmasına göre emeklilerin sendika kurma haklarının bulunduğunun kabulü gerektiği…”  şeklindeki kararıyla idarenin bu iddiasının da hukuksal bir dayanağının olmadığını gözler önüne sermiştir.
Zira İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 23. Maddesi;
“ Herkesin, çıkarını korumak için sendika kurma ya da sendikaya üye olma hakkı vardır.” Diyor.

B.M. Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi'nin 8, maddesi ise;
“Bu Sözleşme’ye Taraf Devletler aşağıdaki hakları güvence altına almakla yükümlüdürler:
(a) Herkesin, ekonomik ve sosyal çıkarlarını geliştirmesi ve koruması için sendika kurma ve yalnızca ilgili örgütün kurallarına bağlı olarak dilediği sendikaya girme hakkı. Bu hakkın kullanılmasına, yasalarda belirtilen ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik ve kamu düzeni menfaati ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması bakımından gerekli olan sınırlamalardan başka bir sınırlama getirilemez;

BM. Medeni ve Siyasi Haklara ilişkin Sözleşmenin 22 maddesi Örgütlenme özgürlüğü başlığını taşımaktadır. Bu madeeye göre;
“Herkes başkalarıyla bir araya gelerek örgütlenme özgürlüğü hakkına sahiptir; bu hak, kendi menfaatlerini korumak için sendika kurma ve sendikaya katılma hakkını da içerir.”

Avrupa Birliği Temel Haklar Şartının 12. maddesi Toplanma ve örgütlenme özgürlüğü başlığını taşımaktadır. Bu maddeye göre;
“Herkes, barışçıl bir biçimde toplanma özgürlüğü ile her düzeyde, özellikle siyaset, sendika ve yurttaşlıkla ilgili konularda örgütlenme özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu, herkesin kendi çıkarlarını korumak için sendika kurma ve sendikalara girme hakkını da içerir.” Der.

Keza Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11/1 maddesi de “herkes” gibi emeklilerin de sendikalaşmasına hak tanımaktadır.
“ Herkes barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkına sahiptir. Bu hak, çıkarlarını korumak amacıyla başkalarıyla birlikte sendikalar kurma ve sendikalara üye olma hakkını da içerir.” Diyor.

Bütün bu hukuksal dayanaklara rağmen idarenin, emeklilerin sendikalaşmasını engellemesi tamamen hukuka aykırı fiili bir durum olup bu fiili durum da ancak fiili bir duruşla aşılabilir. Bunun için de Emekliler
Haksızlığa yol açan hiçbir yasanın kamu vicdanında kabul görmeyeceğini düşünüyoruz. Kaldı ki idare ve yasa koyucu, Anayasanın “Sendika Kurma Hakkı” ve “Toplu Sözleşme Hakkı” ile ilgili 51. ve 53. Maddelerine  “Çalışanlar ve işverenler” kavramları yanına “Emekliler” ibaresini eklenerek, emeklilerin sendika kurma ve toplu sözleşme hakkını 17.madde ile birlikte daha güçlü şekilde  Anayasal güvence altına alarak bu haksız duruşuna son verebilir. .

Bu yasal düzenlemeler olmasa bile haklar yasalardan önce gelir. Emeklilerin sendika kurmaları meşru bir haktır..
İzzet Kuvanlıklı
Emekliler Dayanışma Sendikası
Örgütlenme Gnl.Sekrt.

17-09-2023 / İZZET KUVANLIKLI /BANDIRMA