Sana Söylüyorum Ey Sevgili

Sana Büyük Bir Sır Vereceğim;

"2018'e 3 kala gel". Gelirsen söyleyeceğim. Ve ülkemde devrimcilerin devrimci gibi, demokratların demokrat gibi davranması gerektiğini, ve bütün sokakların "tek yol devrim" şiarıyla donatıldığı HAZİRAN Türkiye'sini renklerini çizeceğim saçlarından. Bütün dileğim bu diye yazmıştım sana.

Anlamadın. Düzenin yeni yıl gecelerinde kulaç atmanın ihtişamına daldığından sanırım, okuyup geçtin.

Neden üç kala demiştim. Üç dakika ya da üç saniye fark etmezdi benim için üç yeterliydi ve her şeyi sığdırabilirdim bu üçe.

Uzun zamandır memleketimde olan her şeyi sığdırabilirdim bu üçün içine. Sadece olup biteni değil, hayallerimizi süsleyen HAZİRAN renklerini de sığdırabilirdim. Ama gelmedin ben yine de söylemek istiyorum.

Gözlerinde okumak istiyordum her şeyi. Dudaklarında ki ıslaklığı hissetmek istiyordum ve dökülen sözcüklerin gürültüsünü ölçmeliydim. Kalbin atışını ve her atıştaki uyumsuzluğu hissetmek istiyordum. Bunların üzerine ekleyecektim sözlerimi.

Anlatacaklarım aslında bilinen şeylerdi ama kendi tarzımda söylenecektim sana. İçinde yakınmalar da olacaktı, serzenişlerde, kırgınlıklarda, küskünlüklerde ama daha çok umut ve özlem olacaktı.

Unuttuklarımızı hatırlatmak seni sıkacaktı biliyordum, yine de anlatacaktım… “Devrimcilerin, devrimci gibi davranmasını. Devrimcilik hayaller peşine koşmaktı ama aynı zamanda ‘gerçekçi olup, imkansızı istemekti’ biliyorsun ama unuttun sende.

Devrimci kimseyi ayağına çağırmazdı, herkesi olduğu-yaşadığı yerde örgütlerdi, oraya giderdi yani. Yerellikti aynı zamanda, yerel sorunları çözebildiği kadar gerçekçi olurdu.

Bilirdin; devrimcilik , sorun üretmek değildi, sorun çözmekti. Bunu da unuttun.

Fedakarlıktı ; hiç bir çıkar beklemeden düşlerinin peşinde koşabilmekti. Çünkü hayallerimiz bir iddiaydı ve bunu ısrarla söyleyenlerdik. Gerçeğe dönüştürmek gerekiyordu. Zordu. Zoru seçmedin.

Herkes ile yoldaş olmak gerekiyordu, dertleşmek gerekiyordu, dert ortağı olunmasını da pas geçtin.

Her kesin yöneteceği bir dünya hayal ediyorduk. Bu yüzden herkesin fikrini söyleyeceği mekanizmalar kurulmalıydı, kendi kararlarını kendiler vermeliydiler ve bu zeminin garantörü olmalıydık. İktidar hoş geldi sana da. Bunu da ıskaladın.

Bilgi toplumunda bilgi iktidarları oluşmuştu, bunu yıkacaktık ve bütün bilgiyi sansürlemeden herkese ulaştıracaktık. Gidecektik yanların en ince ayrıntısına kadar anlatacaktık ve fikrinin-yaratıcılığının gücüyle hayallerimizi büyütecektik. Bilgi tekeline teslim oldun ve sanal dünyanın klavyelerinde kayboldun. Ve nerdeyse her şeyi whatsapp-sanal dünya olanaklarına hapsettin. Ve whatsapp-sanal dünyanın fişi çekildiğinde senin de-düşlerinin de fişinin çekildiğini görmek istemedin. Çöküşünü ellerin ile hazırlıyorsun bilmelisin.

BirGün’ümüz vardı. Büyütecektik. Diz çökmeyen gazetemizle doğruları halka ulaştırcaktık, yaygınlaştıracaktık, bütün evlere girecek ve yandaş kuşatmayı dağıtacaktık. Bayiye gidip almaya üşendin. İnternet ortamında okumak kolay geldi. İnternet abonesi olmayı örgütledik,ama ayda iki paket sigara maliyetini bile çok gördün, bunu da es geçtin!

Yine söylemekten vaz geçmeyeceğim sana ey sevgili! Ey sevgili vatan!

Diyorum sana ve senin gibi herkesi davet ediyorum; Gelin hep beraber “Yeni Bir Yol Açalım”

“Yeni Bir Yol Açalım” şiarının içinde, baştan beri paylaşmaya çalıştığım, aynı zamanda özlediğim ve peşinden koştuğum bütün düşlerim var.

Sana sesleniyorum; sevgili!

Sizlere sesleniyorum bu topraklarda yaşayan insanlarım-dostlarım-arkadaşlarım: Gelin hep beraber “Yeni Bir Yol Açalım”.

İnanın içinde bütün düşlerimiz olacak. Sadece insanlar değil bütün canlılar öğürce yaşayacaklar, kuşların seslerinden melodiler dinleyeceğiz, bütün çiçeklerin kokularıyla nefes alacağız, doğanın bütün renklerinden entariler-tavşan yakalı gömlekler dikeceğiz. İçinde özgürlük olacak, dayanışma olacak, eşitlik olacak, adalet olacak, barış olacak…

Yazarken düşlerimin klavyesinde kaybolur gibiydim. Perdeyi araladım, hayatın akıp gittiği gerçek yaşamın duvarlarını hapsoldu gözlerim. Muhalefetin gençleri donatmışlardı geceyi. Bütün yıldızları toplamışlar, düşlerimizi gökyüzüne yıldızlar ile özetlemişlerdi; “Devrimcilik güzel şey be kardeşim”.

ŞABAN ÖZDEMİR -12-02-2018