Sana Büyük Bir Sır Vereceğim - Ben Seni Neden Sevdim

Sana Büyük Bir Sır Vereceğim;
Ben seni neden sevdim;
Güzel miydin hiç düşünmedim.

Gözlerinin içine kadar baktım on binlerce sene. Hiç düşünmedim güzel misin diye...

Ben sadece sevdim. Yanında olamazsam ne olur demedim hiç. Sadece yanında olmak istedim. Sana yakışıyor muyum diye hiç kurcalamadım kendimi ben sadece seni sevdim. Senin için harcanmayan tüm zamanları buruşturdum ceplerime doldurdum. Tüm alışkanlıklarımı günah olarak belirledim. Dışarıda ki hiçbir hayata özenmedim. Olmak istediğim şeyi seçtiğime inandım hep. 
Kırılmış bütün kalpleri senin özlemlerinde-gözlerindeki bakışlarda gördüm. Sürülmüş-sürgün edilmiş bütün halkların ezilmişliklerini, dışlanmışlıklarını, sevgiden yoksun ve sevgiye açlıklarını ve bir o kadar da sevgi dolu dünya özlemlerini gördüm. Senin dudaklarından çıkan sözcüklerden, çocukların masumiyetini, çocukları oyun isteklerini ve “uçurtmamı vurmasınlar” haykırışını gördüm. Senin ellerine kana ve cinayete bulaşmamış, pür-ü pak yalnızlığı yıldız parlaklığında gördüm paylaşmak isteğinin en üst düzeyiyle hem de. Her nefes alışında, özgürlüğün bilinmeyen melodisini dinledim sen fark etmesen de ve bütün insanların ne kadar mutlu yaşayabileceklerine dair tarif edilemez hislerini hissettim nefesin yüzüme vurduğunda. Gözlerime baktığında, gündüz güneş, gece ateşin vurduğu açıların yansımasıyla dünyanın bütün renklerini C’den M’e, M’den Y’e, Y’den K’ya, K’dan C’ye (CMYK) kadar bütün geçişlerini ve tonlarının ışıkları vururdu yüzüme. Binbirahenkli renklerle boyanmış çiçekler, kuşlar, yapraklar, çocuklar, kaleler ve kuleler, uçurtmalarla dolu entarinin sana ne kadar yakıştığını ve seni nasıl kucaklamak, sarıp-sarmalamak istediğimi ve kalp krizleri geçirdiğimi ilk kez burada yazıyorum. Çeşme başından çağırırcasına çığırdığın türkülerin notaları çoktan binlerce uzaklıklarda yankılanıyor. 

Dünyanın bütün ırktan ve renkten çocuklarını sende toplanmış esmerliğini yaşamıştım yağmurlu yolculuklarda, sabah Afrikalı anne, kuşlukta Avrupalı matmazel, öğlen Hintli güzel, akşamüzeri hüzünlü sonbaharlar gibi coğrafyamın kadını oluverirdin. Berkin Elvan’ın annesiydin, Medeni’nin halası, Abdocan’ın ablası, Ethem’in yengesi, Hatice Alankuş’un mirasçısıydın, bazen yara saran hemşire, bazen mahallenin nöbetçisi ama gerçeğinde faşizmin böğrüne saplanan hançerdin. Bazen şiirsin, dakika geçmez şair gibi döktürürdün mısraları, durgunluğunda ciltler dolusu roman, çılgınlığında haziran yağmuru gibi yağardın, gün batarken olgunluğun örnek olurdu insanlara, geceleri bakmışsın bir yıldız gibi kayardın gökyüzünde, hep dolunaydın bana hiç yarım ay olmadın mesela…
Yani demem o ki sana;
Bütün dünyayı sende sevdim! 

Şaka gibi ama çok bekledim çooook, çok özledim çoook.. 
Şaka gibi ama sadece bu yüzden, kalktım bugün bu dünyaya geldim.

Şaka gibi bir anlayabilsen…!

ŞABAN ÖZDEMİR - BURSA 01-04-2017