“BEN İSTEMEDİĞİM SÜRECE HİÇBİR SONUÇ GEÇERLİ DEĞİLDİR.”
Otuz altı gündür İstanbul seçimleriyle ilgili yapılan darbe planı dün Yandaş Seçim Kurulunca karara bağlandı. Beklenen oldu. Yalanlarla, iftiralarla, tehdit ve şantajlarla seçim iptal edildi. Hukuka, Ortadoğu tipi demokrasiye son darbe indirildi. Verilen bu karara kim ki “ama” deyip mahkum etmiyorsa hukukun katlinde rol almıştır ve suç ortağıdır.
Şimdi iktidarı ele geçiren yeni milliyetçi cephe ittifakının geçmişini bakıp geleceğe dair neler yapabileceğini değerlendirip engellemenin zamanıdır.
31 Marta kadar devletin bütün güçleriyle abandığı İstanbul ve Türkiye genelindeki yerel seçimlerde Milliyetçi Cephe durdurulmuş, yenilgiye uğratılmıştır. Özellikle AKP’nin finansmanını vakıflar üzerinden sağlayan İstanbul’un kaybedilmesi bir sonraki aşamada Türkiye’nin kaybedilmesidir. Bunun bilincinde olan iktidar her yolu denemekten çekinmemektedir.
Kurgu aynı. 7 Haziran seçimlerini ve sonrasını hatırlayın. İktidar çoğunluğunu sağlayamayan Milliyetçi Cephe oyalama taktikleriyle süreyi geçirmiş ülkeyi 2 Kasım’da tekrar seçime götürmüştü. Arada geçen zamanda patlayan bombalar, katledilen asker ve sivil yurttaşların ölümü üzerinden gerekli mesajı verdiler. Bütün amaç topluma korku salıp tekrar iktidarı ele geçirmekti. Bunda başarılı da oldular.
31 Mart seçimleri öncesi ayrımcı nefret söylemleriyle, utanmaz yalanlarla, akla zarar iftiralarla kitleleri tahrik edenlerin ektikleri zehirli tohumlar boy vermeye başladı. Öte yandan toplumun üstünde, özellikle de yüksek yargı ve diğer kurumlarda gezdirilen FETÖ kılıcı geçmişi karanlık olanları hizaya getirmeye yetti. Eski ÖSYM Başkanı Ali Demir’in gözaltına alınıp iki gün sonra salıverilmesi YSK üyelerine verilmiş bir mesajdı. Onlar da bu mesajı doğru okudu.
Bir diğer mesaj ise Kılıçdaroğlu üzerinden verildi. Ayrıntıya gerek yok. Düşüncesi olmayan, duygularına hükmedebilecek sağduyudan da mahrum bir güruh Şehit cenazesinde Kılıçdaroğlu’na saldırdı. Bu arada saray yargısı da gereken toleransı gösterdi. Hırsızdan bir kahraman yarattılar. Buraya kadarı tehlikeli ve üzücü olmakla birlikte ne yazık ki yadırganacak bir durum değil. Kadrolar, yandaşlar, destekçiler ne kadar ilkel, ne kadar budala, cahil ve vicdansızsa saldırganlık o kadar yaygınlaşıyor.
17 yıldır iktidardasınız ve insanlarımızı bu hale getiren sizlersiniz. Söylemleriniz sayesinde toplum cinnet geçiriyor farkında mısınız? “Kanlarınızla duş yapacağız” diyen mafya bozuntularının cezasız kaldığı, “Çocuklar ölmesin, analar ağlamasın, barış olsun” diyenin hapse atıldığı, Kürtlere ve muhaliflere “kökünüzü kurutacağız” tehditleri savuranların gelecek peşinde olduğu bir ülke haline getirdiniz.
Eyy muktedirler öyle bir cinnet havası yarattınız ki sizin yalanlarınızla HDP’ye oy veren 6.5 milyon insanı terörle ilişkilendirdiniz. Size oy vermeyen herkesi terörle ilişkilendirdiniz. Fetö ile işbirliği yalanı da de tuzu biberi. Bütün bu yalanlarınız “kendi bekanızdan” başka bir şey için değildi. Şimdi bu ayrıştırmayı en iyi bildiğiniz şaibe ve yalanlarla YSK’da tescil ettirdiniz. Hukuku, dilinizden düşürmediğiniz “milli iradeyi” ayaklar altına aldınız.
“Bir şeyler oldu ama ne olduğunu bilmiyoruz” “daha düzeltilecek çok tutanak var” gibi bilinçaltınıza yerleşmiş ve yıllarca yaptığınız uygulamaları dışa vurdunuz. Bir zarfın içinde olan dört oy pusulasının üçünde şaibe yok sadece biri şaibeli. Bunu ancak kendi yandaşlarınıza inandırırsınız.
“Gaz sıkışması” dediğiniz olayın daha büyük patlamaları için şimdi yeniden gaz vermeye başladınız. Lafı uzatmaya gerek yok.
Bu durum sürdürülebilir bir durum değil. Ülkeyi ateşe atıyorsunuz. İlk günkü orucunuzu kul hakkıyla açtınız. YSK’ya tahrik gücü çok yüksek bir karar aldırarak yeniden gaz sıkışmasına yol açıyorsunuz. Bunun farkında olmayanlar aymazlardır. Farkında olup da aynı tavrı, aynı söylemi sürdürenlere ne demeli! Bütün kutsal değerlerin içini boşaltarak bol demagoji ve nefret söylemlerinizle “beka”nızı korumak istiyorsunuz.
YSK kararı ile Türkiye’ye ve dünyaya şunu ilan ettiniz. Biz seçilene kadar bütün seçimler geçersizdir. Bu defa kaybetmemizin nedeni oy çalmamızı engellemiş olmalarıdır. Dilediğiniz kadar seçim yapın, “ben istemediğim sürece hiçbir sonuç geçerli değildir.” Ben çağdaş demokrasilerde olan hukukun üstünlüğü, milli irade, güçler ayrılığını tanımam. Ben Türk tipi bir Ortadoğu demokrasisi kurdum. Yanıma da Devlet’i aldım. Ne istersem onu yaparım ne zaman istersem o zaman giderim.
Bu olmaz. Yüz kere bin kere söyledik. Yapamazsınız. Yapamayacaksınız. Fesli Kadir’i bırakıp liselerdeki tarih kitaplarını okusaydınız olmayacağını öğrenirdiniz. Bu coğrafyanın genlerinde zulme ve baskıya boyun eğmek yok. Bundan sonra da hiçbir zaman olmayacak.
İlerde Fesli Kadir’ler mutlaka yine çıkacak. Ama diledikleri kadar çarpıtsalar da tarih sizi yargılayacak. Çünkü ben sizin ilahi adalete ve öbür dünyayı inandığınızı sanmıyorum.
Siz artık vicdanlara sığmıyorsunuz.
CEVDET AYAN - BANDIRMA -07-05-2019