Kimin Arkasında Yürümeli ?

KİMİN ARKASINDA YÜRÜMELİ?

“Bütün renkler hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler.”

Özdemir Asaf ne güzel söylemiş.

İmamların cübbeleri beyaza büründü. En hızlı onların cübbeleri kirlendi. Hal böyle olunca kendi kirini göremeyen beyaz, diğer renklere kara çalmaya başladı. Bu işi de büyük bir demagoji ustalığıyla yapmakta.

Demagoji ustası ya da demagog kimdir? Uzak geçmişe gitmeye gerek yok. Türkiye’nin son yirmi yılına damgasını vuran en büyük demagog Melih Gökçek’tir

Cooper demagogları "Kendilerini elitlere karşı milletin gerçek evladı gibi sunarlar; çok güçlü duygusal çalkantılar yaratırlar. Kabarttıkları bu duygusal çalkantıları kendi amaçları doğrultusunda manipüle ederler. Devleti devlet yapan ilkelere ya tehdit oluştururlar veya tamamen çiğnerler" şeklinde tanımlamaktadır.

“Demagog, cüretkârdır, cahildir, tahrikkârdır, tehditkârdır, değerleri koruduğunu söyler, ama o değerleri kullanır ve tahrip eder, sonuç kısa vadelidir, ama uzun vadede işin sonu hep zarardır, hep felâkettir hem kendisi hem toplum için. Bunların arkasında da demagogun hukuk ve adalete saygı duymaması, insanları süje değil, amacı için obje kabul etmesi yatar. Eski Yunan’da bir hatibin, demagog olan diğer bir hatiple karşılıklı tartışmaya davet edilmesi üzerine, tartışmaya katılmak istemediği, “korkuyor musun?” diye sorduklarında ise, “Hayır, ben O’nu yenerim, ama o halkı yenilmediğine inandırır” dediği söylenir. Yani demagoji gerçeklikten kopmak, aldatmaktır.

Yazının girişinde biraz uzunda olsa demagog ve demagoji hakkında kısa bir hatırlatma gereğini duydum. Çünkü içinde bulunduğumuz bu günlerde “At izi, it izine karışmış” bir halde. 20 yıldır partiyi yönetenler, çöktükleri koltuklardan kalkmamak adına her türlü demagojiyi yapmaktadır. Partiyi her seçimde sağa çeken, kötü bir kopyacıdan öte geçemeyenler seçmen nüfusu artmasına rağmen aldıkları oy oranını başarı olarak dillendirebilmektedir.

Hiçbir ideolojik derinliğe sahip olmayanlar, otel lobilerinde, bar lobilerinde emlak bürolarında konformist yaşamlarını sürdürebilmek için kulis yaptıklarını unutup herkese ahkam kesmekte tepeden bakmaktadır. Bu kulis toplantılarında ideolojik bir tartışma yapıldığını sanmayın. Buralarda rant ve mevkii paylaşım pazarlıkları yapılmaktadır. Abi-kardeş, oğul-kız-damat, inşaat şirketindeki elemanına özel araç tahsisli işe alımların ötesinde tek imza ile satın alma yetkisi verilmektedir.

Çatışmadan “Yücel Abiyle şiir gibi yöneteceğiz diyenler” Bandırma’ya en büyük kötülüğü yapmışlardır. Bandırma’nın parsel parsel satışını Sayın Ramazan Narin teşhir etmektedir. “Büyükşehir bize hizmet vermiyor, projelerimizi onaylamıyor” diyenlere tokat gibi cevabı yanında götürdüğü STK Temsilcileri ve Basın Mensuplarının yanında Abisi Yücel Yılmaz vermiş ama yüzü bile kızarmamıştır.

Yine son dönem Büyükşehir Belediye Meclis üyeliğinden istifa ettirilerek ilçe başkanı yapılan şahıs, çevrenin bir bütün olduğunu bilemeyecek kadar sığ düşünce sahibidir. En büyük projesi “Halk Bülteni” idi ama oda çöktü. Hakkını yemeyeyim bir defa da Cumhuriyet Meydanında yanında getirdiği 4-5 saman balyası ve 8-10 yönetici elit ile çiftçinin sorunlarını dile getiren bir basın toplantısı yapmıştı. Onun dışında adeta bir “Emir Eri” gibi başkanından ve onu oraya oturtanların kulislerinden gelecek talimatı beklemiştir.

Gerek ideolojik olarak, gerek hizmet olarak hiçbir şey yapamayan belediye yönetimi, işe aldığı personelini tetikçi gibi kullanmaktadır. Keşke son dört yılda projelendirmesini ve koordinatörlüğünü Cemal Adıgüzel ve Şerafettin Engüdar’ın yaptığı, Kapalı Pazar Yeri, Güneş Enerjisi Santrali, Hobi Bahçesi ve Balcı Çamlığı gibi projelerden hiç olmazsa birini yapabilseydiniz. Yukarıda özetledik. Demagoglar böyledir. Yapmazlar ama yaptıklarını inandırırlar. Tıpkı Melih Gökçek’in 800 milyon dolarlık Anka Park Projesiyle talan ettiği halkın parasını büyük bir iş yapmış gibi sunduğu gibi yalan söylemekten çekinmezler.

Kadınlara tabure atmaya yeltenecek kadar şuurunu kaybetmiş, üyelere hakaret edecek ve üstüne yürüyecek kadar hırslarına esir olmuş, bir ayağı ADD’de öteki ayağı Eğit-Koop’ta olan kibir abidesi kanaat önderi ve Kulis toplantılarına ev sahipliği yapan Emlak ofisi sahibi, Belediye Başkanlığı adaylığını Genel Merkeze yüklü bağışlar yaparak satın almaya çalışanlar mı değişim sağlayacak? Varsayalım ki bütün üyeler, delegeler akıl tutulması yaşadı yada tehdit ve şantaja boyun eğdi. Varsayalım ki yüklü bağışlar ve hazır Yerel Yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı desteğiyle tekrar aday oldu. 

Her türlü hakaret, iftira, kumpas ve yalanlar söyledikleri “partili yoldaşlarından” hangi yüzle destek isteyecekler? Ar damarı önemli.

Değerli CHP üyeleri ve çiçeği burnunda delegeler; Bu arkadaşlar Genel Başkanları ve Ekrem İmamoğlu gibi “düğün evinin tefçisi, ölü evini yaşçısı” misali oldukları için yazıyı demagog ve demagojiyi başka bir referansla sonlandırmak istiyorum.  

Demagoji başkadır, konuşma ve hitabet başkadır. Çünkü, demagoji abartıdır, yalandır ve kibirdir. Bunlar ise şeytanîdir. "Yürüyüşünde doğal ol, sesini de yükseltme! Şu bir gerçek ki, seslerin en çirkini eşeklerin sesidir." (Kur’an, Lokman, 19).

 Kısaca Demagoji şeytanîdir, diyalog ve konuşma ise insanî ve hatta ilahîdir….

Yürürken nasıl ve kimin arkasından yürümeli? Şeytanın mı, insanın mı?!

31-07-2023/CEVDET AYAN