YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN, YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL”
Ülke olarak her zaman seçim atmosferi içindeyiz. Birinin tartışmaları sürerken diğerine hazırlanıyoruz. Dolayısıyla enerjimizin büyük bir kısmını kısır tartışmaların içerisinde tüketiyoruz. Bu tartışmaların sebepleri ise, ülkemizde seçimlerin eşit şartlarda ve özgürce yapılmadığı, güç sahiplerinin her zaman sonucu değiştirecek şekilde kamuda sahip oldukları gücü kullanmaları, siyasal partilerin aday belirlemede halkta karşılığı olan isimlerden çok partilerde egemen olan genel başkan ve diğer güçler tarafından belirlenmesi gibi daha birçok neden sayılabilir. Yukarıda özetlediğim nedenlerden dolayı seçmenlerin çok büyük bir kısmı seçtiği adaylardan memnun değil. Ama “tıpış tıpış oy” veriyor. Çünkü bizde demokrasi kültürü sadece önümüze sandık konulduğunda oy kullanmak olarak kabul gördüğü için, bunun dışındaki her çıkış, bozgunculuk, bölücülük, ihanet olarak ifadelendirildiği için oynanan orta oyununu izliyor ve kaderimize razı oluyoruz.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin hemen ardından yerel seçim hazırlıkları ve tartışmaları başladı. Her zaman ifade ettiğim gibi AKP ve MHP’de aday belirleme tamamen Genel Başkanların takdirinde olduğu için oralarda herhangi bir tartışma yok. Ama CHP öyle değil. Bir yandan demokrasi, adalet ve özgürlükten bahsederken öte yandan çok kötü bir AKP veya sağ parti taklitçisi konumunda. Bunu çok yakın tarihte Bandırma’daki kongrede gördük. Kongre sonucu ilçe örgütünü istediği gibi dizayn eden Başkan şimdi seçim hazırlıklarına “Mahalle Buluşmaları” ile başlıyor. Başlamasına başlıyor ama ne kadar komik bir duruma düştüğünün farkında değil.
Başkana yönelik bugüne kadar çok eleştirilerim oldu. Hatta kendileri, hukukçu olmalarına rağmen, eleştirileri hakaret sanıp suç duyurusunda bulundu. Eleştirilerimin hiçbiri kişiliğine yönelik değildi. Olamaz da. Ben onun temsil ettiği düşünce yapısını eleştiriyorum. Adı sosyal demokrat kalan bir partinin belediye başkanı anti-demokratik bir yönetim anlayışına sahip olursa ben onu eleştiririm. Yine halk için çalışması gereken bir başkan şehirde rant yaratma adına çalışırsa en sert eleştirileri yaparım. Para yok, kaynak yok, Büyükşehir payımızı vermiyor diye ağlayıp sızlanıp halkın kaynaklarını çarçur ederse ben onu eleştiririm. Bir iki kaldırımı düzenlemesini, kreş açıp yandaşlarına kadro yaratmasını lütuf gibi gösterirse ben onu eleştiririm. Türkiye’de ODTÜ ile aynı öğrenci sayısına sahip Bandırma’nın öğrenci yurdu ihtiyacı varken yurt yapmayıp, belediyeye ait bir arsayı İsmail Ağa Cemaati'ne peşkeş çekerse yerin dibine sokarım. Özel günlerde laik, demokratik sosyal demokrat görünüp perde arkasında tarikatlarla iş birliği yaparsanız ne yapmamı bekliyorsunuz?
Belediye kanununda Belediyeleri hangi işleri yapacağı açıktır. Bugüne kadar şehirdeki bir tane okulun iyileştirme çalışmalarını üstlenmeyen başkan cami inşatlarına koşa koşa destek veriyorsa ben onun laikliğinden sosyal demokratlığından şüphe duyarım. Belediye başkanının asli görevi kentin arsa değerini arttırmak değildir. Kanunda açık açık yazar. Gıda bankacılığından sağlık hizmetlerine kadar… Siz kentte büyük sıkıntılar içinde yaşayan insanlara dokunmazken bir avuç tüccar sanayiciye rant yaratmaya kalkarsanız size neo liberal bir başkan derim.
Şehrin kaldırımları meydanları işgal altındayken, doğru dürüst bir barınak yapamayıp sokaklarda başı boş hayvanlardan gezilmezken, şehri pislik götürürken panayır havası festivallere, temsil ve karşılama giderlerine milyonlarca lira para harcarsanız elbette eleştiriden payınızı alırsınız.
Bandırma körfezi can çekişirken, Güney Marmara’nın bütün ekolojik yapısını bozacak Ağır Metal OSB’ adına bir avuç arsa rantiyecisine kolaylık sağlayıp, şehri yaşanmaz hale getirirseniz sizin çevreciliğinizden şüphe duyarım.
Şunun şurasında seçime seçime 7 ay kalmış. 4 yıldır halktan uzak bir yönetim anlayışından sonra “ortak akıl” vurgusuyla şov yapmaya kalkarsanız böyle komik duruma düşersiniz. Siz ki, adetim olmadığı halde, bir şehit babasının evinin müştemilatına ruhsatsız kaçak yapı diye ceza kesip sonra da şov olarak bunu biz ödüyoruz derseniz böyle teşhir ederim.
Belediyenin şirket işlerini şantiyenizden getirdiğiniz adamlara pervasızca teslim edip, liyakati bir kenara bırakır, delege seçimlerinde bütün personele baskı uygularsanız daha çok eleştirilirsiniz. Son olarak Bandırma’daki STK' ları dizayn edip ADD, ÇYDD ve Kent Konseyini arka bahçenize çevirirseniz bir avuç seçkinle baş başa kalırsınız.
Mevlana’nın bir sözü var, kapak olsun.
“Ya göründüğün gibi ol, yada olduğun gibi görün.”
31-08-20237CEVDET AYAN