Geriye Kalan Ne?

GERİYE KALAN NE?

Uğur mumcu sağ olsaydı bugünkü düzen için nasıl bir ad bulurdu? İnsan düşünmeden edemiyor. 1962-1972 yılları arasında yazdığı yazılarını ‘’Katiller Demokrasisi, Hırsızlar Düzeni’’ adıyla kitaplaştırmıştı. O günlerde “Evet garip bir ülkedir Türkiye. Milli çıkarları savunanlar komünist ve dinsiz, yabancı Hıristiyan şirketlerini savunanlar milliyetçi ve Müslüman. Her yurttaşın toprak sahibi olmasını isteyenler mülkiyet düşmanı, uçsuz bucaksız toprakları ağalara verenler mülkiyetçi. Yabancı şirketlere milyonlar kazandıranlar özel teşebbüsçü, milli sanayiin kurulmasını isteyenler özel teşebbüs düşmanı. Milli kahramanlar korkak, hain, Amerikan firması müttehitleri vatansever...” diye yazmıştı.

Peki, bugün ne değişti?

Hiçbir şey.

Genel siyasetteki soygun ve talan düzenini her gün basından takip ediyoruz. Gün geçmiyor ki bu kadarı da olmaz dediğimiz yeni bir soygun ve yeni bir talan haberini okumayalım. Öte yandan yine gün geçmiyor ki yargıya, basına üst düzey bürokratlardan talimatlar duymayalım. Son örnekleri Burhan Kuzu’nun uyuşturucu baronu Zindaşti için yargıca telefonla baskı yaptığı Adalet Bakanlığının müfettiş raporlarına kadar girdi.

Soru işaretleri artarak devam ederken yandaş medya körleri ve sağırları oynuyor. 

Ülke gündeminde bir aralar manşet olan sonra unutturulan soygunları da şöyle bir hatırlayalım.

Bosna Hersek için toplanan paraların iç edilmesi, Deniz Feneri Derneği, Refah Partisinin kayıp altınları, Bakara-makara ile çikolata kutusunda götürülen milyonlar, Gemicikler, Man Adası, en sonunda Kızılay’ın da aracı olduğu Ensar Vakfı olayı. Bunlar sadece buzdağının görünen kısmı.

Yeter mi? Yetmez ama evet’ti değil mi?

***

Buraya kadar genel siyasettekilerdi. Yerel nasıl? Başta İstanbul, Ankara ve son olarak Antalya ile bir önceki dönem kayyumların yönettiği belediyelerin durumunu ulusal basından takip ediyoruz. Söylenecek söz yok.

Taze Büyükşehir Balıkesir ile Bandırma’da durum ne?

Kasım 2019 da açıklanan Sayıştay denetim raporlarında yer alan ve herkesin gördüğü  Balıkesir Büyükşehir Belediyesinin usulsüz harcamalarını raporlara dayanarak ayrıntılı bir şekilde yazdım. Başta muhalefet partili milletvekilleri ve yerel siyasetçiler olmak üzere Balıkesir yerel basını adeta kör ve sağırları oynamakta.

En son Bandırma Belediyesinin 2018 yılı Sayıştay denetim raporunu da sadece  gazetemiz kamu görevi bilinciyle yayınladı. Sırça köşklerde görünmez olduğunu sananlar hep yanılmıştır, halk bilmez görmez sanmak fena  yanılgıdır.

Ne diyeyim ki. Yıllarca sol söylem içinde bulunmuş, emekten, haktan, hukuktan bahsetmiş ve halkın güvenini kazanarak seçilmiş Belediye başkanına ne diyeyim. Hani sosyal demokrat belediyecilikte adam kayırma olmayacaktı? Herkese eşit davranılacaktı? Belediyeye ait gayrimenkuller satılırken kamuya ait alanlar kamu aleyhine kişilerin rantına peşkeş çekilirken  meydanlarda söylediğiniz değerlerin ilkelerin yerine cüzdan mı geçti? Cuma günü iş ilanı verip pazartesi günü 29 kişiyi işe almak hangi sosyal demokratlığa, adalete eşitliğe sığar? Bakın parti içinde geleceğe yönelik yatırım olarak aldığınız o insanlar delege seçiminde size oy vermedi. İnsanlar çaresiz, umutsuz iş ararken delege ağalarına hoş görünmek ve parti içi geleceği sağlama almak için yaptığınız bu uygulama vicdanınıza sığıyor mu?

Malta Projesi, Livatya Projesi, Cin Çukuru Projesi. Ortada ne var? Satılmış gayrimenkuller, eşe dosta kiraya verilmiş tesisler ve/veya arsalar, belediyeye kalan ‘’ Sosyal Demokrat Kafeterya İşletmeciliği.’’

Bu yoksul halk 17 yıldır muhafazakâr ve dindar iktidara güvendi, bugün her yerden bir usulsüzlük ve yolsuzluk fışkırıyor. Çaresiziz, Kime güveneceğiz. Bu halk sosyal demokrat bir adaya güvendi düne kadar kimselerin bilmediği kayırmalar bugün ortaya çıkıyor. Gerçeklerin er geç ortaya çıkma gibi bir huyu vardır.

**

Şimdi ne olacak? Adaylık için bütün mücadeleniz kurduğunuz düzeni bir beş yıl daha sürdürme amacı mıydı?

Yazık çok yazık. Bu saatten sonra size kim inanır?

11-02-2020