Üniversite(!)nin Beşinci Yılı

ÜNİVERSİTE(!)NİN BEŞİNCİ YILI

Üç gün önce Bandırma 17 Eylül Üniversitesinin kuruluşunun beşinci yılı idi.

17 Eylül Üniversitesinde 9 fakülte, 9 yüksekokul, 4 Enstitü ve 18 uygulama merkezi ile toplam 114 tane bölüm ve program var. Üniversitenin tanıtım kataloğuna göre 25 profesör, 38 doçent ve 109 doktor öğretim görevlisi var. 2019-2020 öğretim yılında yaklaşık 12 bin öğrenci mevcut.

2018 yılında üniversite, biri Erdek’te olmak üzere, toplam 6 tane kongre düzenlemiş. Erdek’te düzenlenen kongre ! bölge ve ülke için çok yararlı bir kongre olduğu için adını vermeden geçemeyeceğim. ‘’İkinci Uluslararası İsrail ve Yahudilik Çalışmaları Konferansı.’’

2019 yılında ise; tamamı Bandırma’da 9 tane kongre/sempozyum düzenlenmiş. Ancak dikkatimi çeken bir konu oldu. Üniversitemiz bazı sempozyumları yazmamış. Örneğin geçen yıl Gönen’de düzenlenen sempozyumu. Hani bölgenin manevi önderlerini anıyorlar ya ona benzer bir bilimsel  sempozyum. Bu yıl da bu tür sempozyumlar tüm bilimselliğiyle devam ediyor. En son düzenlenen sempozyuma eski ve yeni başhekim katılarak engin bilimsel değerlendirmelerini aktardılar.

Bandırma ilçe olarak, sanayi ve tarım temelinde gelişen bir şehir. Bu ilçede tarımsal işletmelerin sorunlarından tutun, sanayi işletmelerinin yönetimsel ve işçi işveren ilişkilerine dayalı onlarca sorunu var. Üniversite yönetimin çevreyi önemsemediğini tahmin ettiğim için çevre duyarlılığından hiç söz etmiyorum. Mevcut verilere baktığımızda üniversitenin en aktif fakültesi İktisadi İdari bilimler Fakültesi. Bu fakültenin, maliyeden tutun, çalışma ekonomisine kadar birçok bölümü var. Acaba tarım işletmelerinin maliyet analizlerine yönelik bir tane bile sempozyum düzenleyemezler miydi? Hemen komşu oldukları Koyunculuk Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünün arazisine - onca kullanmadıkları alan varken - göz dikmenin ötesinde hayvancılık işletmelerinin maliyetine yönelik bir çalışma yapamaz mıydı? Ya da Sayın Rektörün uzmanlık alanı olan Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkilerine yönelik Bandırma’da sanayici ve sendikalarla ortak bir işçi-işveren ilişkileri konferansı düzenleyemez miydi?

Ben sordum ben cevap vereyim. Hem de yüksek sesle.

DÜZENLEYEMEZDİ.

Çünkü her ile bir üniversite kurulmasındaki temel amaç o ilin sorunlarına çözüm arayışına girecek ve bilgi üretecek bir yapı amaçlanmış değildi. Amaç, her ile bir üniversite kurup bölge esnafını canlandırmaktı. Amaç sistemde sıkışan gençliği kontrol altında tutmaktı. Bir diğer amaç kendi düşünce yapısında olanlara kadro verip ülkenin lokomotifi olmuş üniversitelerin etkinliğini azaltmaktı. Neye karşılık öncelikle gençlerin ve ana babalarının umutlarının ve emeklerinin sömürülmesine karşılık. Dürüst olalım. Bandırma 17 Eylül Üniversitesi İ.İ.B.F ile İstanbul, Ankara ve İzmir demeyeceğim. Hatta Uludağ Çukurova ve Trabzon’da değil. Erzurum Atatürk Üniversitesi İ.İ.B.F bir mi? Her ile bir üniversite hayallerin ve umutların sömürüsüne dayanan bir projedir.

Bu kısmı geçtik. Gelelim öğrenci boyutuna. Üniversitede 55 tane öğrenci topluluğu var. Deyim yerindeyse sadece ‘’Kanarya Sevenler’’ topluluğu eksik. Türkiye’de örgütlenme ve ifade özgürlüğü belli kesimler için son derece büyük bir destek görürken diğer kesimler için aynı şeyleri söylemek pek mümkün değil. Allah aşkına hiç kimse bana ‘’İlmi ve Akademik Çalışmalar Topluluğu’’, ‘’ Uni Meşale Fikir ve Hareket Topluluğu’’ ve ‘’Yedi Hilal Topluluğu’’nun basit ve demokratik birer öğrenci topluluğu olduğunu, danışman hocaların dışında üniversite yönetimi ve başka yerlerden destek almadığını inandırsın. Uni Meşale Topluluğu’nun Meşale derneğiyle bir ilgisi olmadığını açıklasın. Bu meşalelerin bilim yuvası olması gereken adı üniversite yani evrensel bilginin yüceltilmesi için ön yargılar ve dogmalardan arınmış bir şekilde doğruyu bulma, analiz etmek için yandığına inandırsın.

Üniversiteler ümmet yapısına uygun hizmet veren  medreseler değildir. Üniversiteler özgür, demokratik ve özerk bilimsel kurumlardır. Türkiye bu amaçlar güdülürse geleceğe umutla bakabilir. Sizler kendi düşünceleriniz paralelinde öğrenci yetiştirmek için orda değilsiniz. Eğer gerçekten bilim insanıysanız demokratik, objektif, yaşadığı ülkenin bağımsızlığına ve özgürlüğüne inanmış olmanız ve bunun için çaba göstermeniz gerekir. Bilimsel düşünce her şeyi emir telakki etmez. Bilimsel düşünce kayıt dışı bir eğitim kurumundan Bodrum’da eğitim hizmeti satın almayı reddeder.

Daha önce bu köşede aktardığımız Sayıştay Raporunda belirtilen eğitim çalışması ile ilgili bir basın açıklamasını bekliyoruz.

Maalesef aynı dönemlerde kurulmuş pek çok üniversite gibi 17 Eylül Üniversitesi de halktan ve şehirden kopuk, gençlerin hayalleri tüketen bir yapıdan öteye geçememiştir. Yakın zamanda da üniversite olduğunu hatırlayacak bir yapıya bürünemeyecektir. Çünkü günümüzde koltuklar her türlü değerin önüne geçmiştir. Acı ama gerçek bu.

29-04-2020/CEVDET AYAN/BANDIRMA