İNCE KIRMIZI HAT.
Şimdi sen; iyiliği doğruluğu sevdiğin için, herkesten daha iyi olduğunu sandığın için ..
Farklı kaderin mi olacak ?
Böylece ..
Daha az acı çekeceğini mi sanıyorsun ?.
Hayır !.
*
Amerikan deniz piyadeleri küçük bir Japon adasına çıkartma yapar.Adanın stratejik önemi yoktur ama politik prestij için acil savaşarak teslim alınmalıdır. HİÇ BİR SAVUNMA GÜCÜ DİRENECEK hali,lojistik desteği kalmamış JAPON adası yüksek askeri güçle bombalansa da Amerikan askerleri hedef noktaları ele geçirmek için yok yere zayiat verdirilir .
Stratejik Tepe ele geçirilir.
Tepenin ötesinde konuşlanmış günlerce yiyecek içeceği kalmadığı için açlıktan susuzluktan çıldırmış askerlerden ibaret Japon kampına sabah baskını yapan Amerikan askerleri aman dileyen teslim olan askerlerin çığlıklarına aldırmadan vahşice katlederler. Bombalar patlarken, kurşunlar yagarken, Amerkalı askerler savunma gücü kalmamış japonları vahşice öldürmeye devam ederken , olan biteni kayıtsızca seyreden Çavuş Witt'e konuşan yaralı Japon asker şöyle der " Sen dürüst birisi misin? Nazik.., Kendine güveninin sırrı bunun için mi ? Herkes tarafından sevilmiş en birisimiydin ? Şunu bil ki ben de...
*
Çığlıklar, silah ve bombaların oluşturduğu gürültünün ter kokusuyla karıştığı kaostan sonraki tuhaf sessizlikte yüksek baobap ağacının yaprakları arasından güneş ışığı parıldamaktadır.
Toprağın içinden çıkan tozun karıştığı sis ve duman içinde bir çift göz AŞAĞIDA OLAN BİTENİ duyarsızca seyretmektedir.
Baykuşun gözlerinde hem hayretkeş bir ifade , hem de inanılmaz bir kayıtsızlık vardır.
Bir çift göz.
Bakar aşağıya...
Birbirini boğazlayan insanlara bakar şaşkınlıkla..
Çevremizde ve içimizde savaş sürerken biz sorgulamadan seyreden ve hep seyreden birer hiçlermiyiz , herşeyin güzel olduğu öteki dünya bu olmasın?.
*
Bu büyük kötülük nerden geliyor?.
Dünyaya nasıl sızmış ?
Hangi tokumdan hangi kökten büyümüş..
Bunu kim yapıyor ?
Bizi kim öldürüyor?
Yaşamı ve ışığımızı elimizden kim alıyor ?
Olacağını önceden bildiği vahşeti bile bile gerçekleştirirken...
Bizimle eğlenen kim?
Bu yıkımın bu oluk oluk akan kanların çıkarı kimin için,kim için !.
Dünyaya faydası oluyor mu bu kötülüğün? .
Yoksa bu karanlık 'SEN'in içinde mi ?.
Bu geceyi sen de mi yaşıyorsun?
Gecenin rengi midir sevdiğin?
*
Savunma direnci kalmamış kampa yapılan baskın katliamın ortasında bir Amerikan askeri yerde uzanmış esir japon askerle aklınca dalga geçmektedir...açlıktan ve olan bitenin dehşetinden kafayı sıyırmıştır Nippon.
Küstahça.
"Şimdi dişlerini çivileyeceğim" der Amerikalı..Ağaçları eliyle işaret eder ve devam eder..
"Ölüyorsun...Şu kuşları görüyormusun seni çiğ çiğ yiyecekler. Gideceğin yerden dönüş yok."
**
Japon askerlerinden biri çevresinde ki katliama aldırış etmeden kendi ritüelinde duadadır.. bir diğeri gözleri dışarda dehşetten kendi kendine görünmeyenle konuşmaktadır,
Kendince anlatmaktadır...
Amerikan askeri devam eder.
"Benim için sen nesin ki.
Hiç bir şey."
Öte de Amerikan askerleri son teknoloji imha yangın aletleriyle japonlardan kalan kulübeleri içerisindekilerin çığlıklarıyla birlikte yakmaya devam etmektedir.
*
Yarbay rolünde Nick Nolte'nin verdiği hücum emrini dinlemeyen ön cephede ki yüzbaşı telsiz telefonun başında Çavuş Stavros'a köpürmektedir. Tepeyi kendi bildiği yöntemle ele geçiren STAVROS'A kin ve nefretle saydırmaktadır.
Emri dinlediği taktirde tüm mangadaki kendi askerlerinin tepede konuşlanmış makinelilerin ateşiyle doğranacağını bildiği için ,savunma şansı olmadan herkesin öleceğini bilen çavuş STAVROS komutanın emrine direnmiş kendi bildiğini yapmıştır.
Ve stratejik tepe ele geçirilmiştir. emre itaatsizlik askerlerinin hayatını kurtarmıştır.
Komutan neden emrini dinlemediğinde üsteler telsiz telefonda..
Stavros'un yanıtı da bir sorudur.
"Hiç kollarınızda biri öldü mü?"
"Tabiat çok zalim Stavros.Şu sarmaşıklara şu ağaçlara bak Stavros.Herkes yaşamak için bir diğerini yok etmekte "
Uyduruk madalya verilerek emre itaatsizlik suçunun üstü kapatılır ve Stavros cephe gerisine yollanır.
*
Bütün bu kan pislik ve gürültü.
Nereden geliyor bu duygu.
Kim yaktı içimizde ki ateşi.
Hiç bir savaş bu ateşi yok edemez.
Tutsağız biz.
Yanlış zamanda yanlış yerdeysen.
Bu dünyaya ait değilsin.
İnsanın içinde bir şeyleri değiştirecek.
Ben eski ben gibi kalmak istiyorum.
Eski beni istiyorum.
*
İnce Kırmızı Hat. Bir savaş filmi. . Dünyanın tüm askerlerinin askerlere komut verenlerin, savaşa karar veren politikacıların ,politikacıları kullanan derin güçlerin her güne başlarken izlettirilmesi gereken bir film belki, belki değil..
Er Witt arkadaşının yerine ölüme gittiği sahnede, nehir boyunca ilerlerken yemyeşil otlarla kaplı bir düzlükte tek başına japon askerleriyle karşılaşır..Çevresi sarılmıştır. Hiç bir şansı yoktur. Vurulmadan önce bir kaç saniye kameranın gözünden gözünüzün içine bize bakar, o an kendisini fark ettiği bir andır. O kısa saniyeler İnce kırmızı hattın öte yanına geçmeden önceki zamandır.., Hiçbirşeyin anlamının kalmadığı an. Er Witt dört bir tarafını çeviren JAPON askerlerin tüfekleri kendine doğrulmuşken silahını yere bırakmaz..Dudaklarında ince bir gülümseme ile kaldırır...
Böyle bir şans olsaydı .
*
Terrence Malick filmin yöentmeni.
O sadece bir yönetmen değil. Zamanın ruhuna ayna tutarak bizi bize gösteren ayna tutan. Bir filozof. Bir yolgösterici.Tabii ki bir de filme çekilen kitabın pek bilinmeyen bir yazarı var. James Jones. Kitabı henüz okumadım. Kesin olan bu film değil bir şamar bir çıplak sanat eseri. John Todd kameraman. Nasıl bir kamera hangi gözlerle, böyle bir sanat eseri üretilebilir? .
*
"
Biz bir aileydik.
Nasıl olupta ayrı düştük.
Birbirimize neden sırt çevirdik.
Kayıp gitmesine nasıl izin verdik.
Bizi güzelliklere ulaşmaktan alıkoyan nedir ?
Kim bu adamlar. Bunca pisliğin içinde nasıl böyle var olabiliyorlar ve kendilerini böyle ifade etmelerine kim izin veriyor.
*
Dünyanın tüm renklerini tüylerinde barındıran papağan çift ağaçta kendi hallerinde sevişmektedir. Aşağıdaki insanlara bakarlar .Kocaman gözleriyle. Devam ederler.
*
Katliamdan sonra adayı terketmek için sıra bekleyen askerlere bakar Er Witt.
Ölenler orda adada yemyeşil doğanın içinde kalacaktır. Sonsuza dek.
Gözlerinden yaşlar süzülür.
"neden böyle başbelasın Witt. Der Çavuş
*
Sadece insanların içindeyken yalnızlık çekersin.
Hala o güzel ışığa inanıyorsun değil mi?
bunu nasıl yapıyorsun
bence sen bir büyücüsün."
*
Adamın biri bir kuşa bakar "son sözü ölüm söyler" der .
ona göre ölüm ona gülüyordur.
Başka bir adam aynı kuşa bakar ihtişamı görür.
İçinde bir gülümseme hisseder.
*
NE OLDU IŞIĞINA.
BIRAK EKSİKLİĞİNİ HİSSEDEYİM.
BANA BİR KEZ BAK VE HAYATIM SENİN OLSUN.
HER ŞEY YALAN
DUYDUĞUN GÖRDÜĞÜN HERŞEY
İNSANI KUSTURACAK KADAR YALAN
BİRBİRİ ÜSTÜNE GELİYOR.
BİR KUTUDASIN HAREKETLİ BİR KUTU
ÖLMENİ İSTİYORLAR .
YA DA YALANLARINA KATILMANI
İNSANIN YAPABİLECEĞİ TEK ŞEY VAR.
KENDİNE AİT BİR ŞEY BULMAK.
KENDİNE AİT BİR ADA KURMAK.
*
BİRLİKTE OLDUĞUMUZ YER NERESİYDİ.BERABER YAŞADIĞIMIZ
BERABER YÜRÜDÜĞÜMÜZ.
KARDEŞLERİM
DOSTLARIM
*
*
IŞIK VE KARANLIK
GÜLERKEN VE AĞLARKEN
BU AKLIMIN BANA OYNADIĞI BİR OYUN MU.
AYNI YÜZÜN FARKLI YÖNLERİ Mİ BU
EY RUH
İZİN VER İÇİNE GİREYİM
BENİM GÖZLERİMDEN BAK
BAKTA GÖR YAPTIKLARINI
BÜTÜN O GÜZELLİKLERE
YAPTIKLARINI
*
Ölmekten neden korkayım ki...Sana geleceğim ".
*
Hiç bilemediğim bir yazar..James Jones Yazdı..Terrence Mallick filme çekti .. "İnce Kırmızı Hat" söyledi bende yazdım..
MEHMET LEVENTOĞLU-BANDIRMA 23-12-2015