Şükufe Hanım'ın Başağrısı

ŞUKUFE HANIMIN BAŞAĞRISI!

Fikret ÇAĞIN.

KÜÇÜK BİR ÖYKÜCÜK

Şukufe hanım bir sahil kasabasında yaşayan dar gelirli sayılabilecek (orta direk pek kalmadı da) mütevazi bir ailenin yetişkin kızı.

Şukufe güzel bir kız. Güzel olduğu kadar da başına buyruk cesur ve atak birisi, yani bir nevi erkek Fatma diye tanımlanan tiplerden.

Çevresinde dürüstlüğü ve yardım severliği ile herkesin takdirini ve sevgisini kazanan Şukufe’nin günleri, evde annesine yardım, mevsimine göre de kah zeytin bahçelerinin bakımı ve hasadıyla, kah 15 yaşındaki erkek kardeşiyle birlikte kendi balıkçı tekneleriyle denize açılıp balık tutmakla geçiyor. (çokçası çapari)

Bir de ; aynı bölgede silik profilli yaşayan, adı sanı pek duyulmayan, son zamanlarda başına devlet kuşu konan, büyük ikramiyeye nail olan, "Nukbeddin Memati" diye birisi varmış, bu  Memati, uzun zamandır Şukufe’ye abayı yakmış ve onu gizli gizli takip ediyor, olabildiğince göz hapsinde tutuyormuş.

Şukufe’yi çok beğeniyor çok seviyormuş ama bu sevgisini biraz heyecandan çokçası da korkusundan bir türlü dile getiremiyormuş, nede olsa erkek gibi cesur ve güçlü bir kız olduğunu biliyormuş Şukufe’nin.

Ta ki büyük ikramiyeye nail olunca bizim Nukbeddin Memati’ye büyük bir cesaret gelmiş, başlamış gerçekleşmesi mümkün olmayan hayaller kurmaya.

Şukufe’nin gönlünün boş olmadığını, "Beyaz Atlı" değilse bile gönlünde bir prens yada bir aslan yattığını o yörede yaşayan herkes gibi Nukbeddin Memati de biliyormuş ama geldiği noktayı çok yüce gördüğünden hiçbir kadın, kız bana hayır diyemez düşüncesiyle ne pahasına olursa olsun Şukufe’yi gördüğü yerde ona olan aşkını, niyetini dile getirmeye karar vermiş..

Bir gün, gün ortasında Şukufe’yi çay bahçesinde yalnız otururken görmüş Nukbeddin Memati. 

Tamam demiş, tam zamanı, hemen Şukufe’nin masasına destursuz izinsiz gelip karşısına oturmuş.Heyecandan selamı sabahı da unutmuş garibim, yılışık yılışık, damdan düşer gibi...

- GÖZLERİMİN İÇİNE BAKARMISINIZ? NE GÖRÜYORSUNUZ? diyerek (Sanki yüksek sevginin ölçüsüymüş gibi(!) o meşhuuur(!) aşk ilanı sorusuna benzer soruyu(!) soruvermiş….

Duydukları karşısında hem şaşıran, hem de çok kızan Şukufe, yavaşça yerinden kalkıp.. Ne diyorsun sen lan uzaktan kumandalı sapkın, baş ağrısı, başımın belası deyip yakasından tuttuğu gibi kaldırıp atmış karşı masaya bizim Nukbeddin’i. Çünkü uzun zamandır Nukbeddin Memati’nin giderek rahatsızlık veren göz hapsinde olduğunun  farkındaymış. Karşı masaya çarpıp yere yuvarlanan Nukbeddin Memati’ye yaklaşan Şukufe, az sonra Hasan gelecek istersen o baksın gözlerinin içine de sen de gör gözlerinin içi nasıl parlıyor, gözlerinde şimşekler nasıl çakıyor.! 

Neye uğradığını şaşıran Nukbeddin Memati, yakası yırtık kendisi perişan, hayalleri sönmüş, ele güne karşı rezil olmuş bir haldeyken, uzaktan Hasan TOPUZ’un geldiğini görür ve verilmiş sadakalarım varmış ki zamanında bir çuval inciri berbat ederek bitirdik bu işi diye kendi kendine söylenerek hızla oradan topuklamış.

Şukufe hanımda Hasan TOPUZ'u beklemek üzere  masasına dönmüş. Olaya tanık olan ve Şukufe’yi alkışlayan diğer insanların arasından tiz bir ses duyulmuş.

-  Yap Şukufe ablama bir orta şekerliii…..

ŞUKUFE hanım, BANDIRMA GERÇEK gazetemizin güçlü kalemlerinden Hasan TOPUZ’un bir rivayete göre Almanya’da, bir rivayete göre de Türkiye’de yaşamakta olan hayali kız arkadaşıdır…. Küçük bir öykücük.

 Esen kalınız.

29-01-2022/BANDIRMA /FİKRET ÇAĞIN